walk on

  1. üzerinde yürümek.
ayakları yerden kesilmek Verb
mutluluktan uçmak Verb
sevinçten uçmak Verb
mutluluktan havalara uçmak Verb
havalarda uçmak Verb
sevinçten havalara uçmak Verb
uçmak Verb
son derece dikkatlı davranmak Verb
para içinde yüzmek Verb
(politikada) krize göğüs germek Verb
kaldırımın iç tarafında yürümek Verb
sevinçten uçmak, etekleri zil çalmak.
Since her engagement she has been walking on air: Nişanlandığından
beri sevinçten uçuyor.
grev gözcüsü hattında yürümek Verb
yüzüstü bırakmak, terketmek, bırakıp gitmek.
He just walked out on his wife and family without saying a word.
(US) birini terk etmek Verb
önemsiz/konuşmasız rol.
walking-part ile ayni anlama gelir. Noun